SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-HAC

<< 814 >>

باب: السير إذا دفع من عرفة.

92- Arafat'tan (Müzdelifeye) Doğru Yürüyüş

 

حدثنا عبد الله بن يوسف: أخبرنا مالك، عن هشام بن عروة، عن أبيه أنه قال:

 سئل أسامة وأنا جالس: كيف كان رسول الله صلى الله عليه وسلم يسير في حجة الوداع، حين دفع؟ قال: كان يسير العنق، فإذا وجد فجوة نص.

قال هشام: والنص فوق العنق، فجوة: متسع، والجميع فجوات وفجاء، وكذلك ركوة وركاء. {مناص} ليس حين فرار.

 

[-1666-] Hişam İbn Urve'nin naklettiğine göre babası Urve şöyle demiştir: Benim de bulunduğum bir ortamda Usame'ye, "Resûlullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Veda Haccında, Arafat'tan Müzdelife'ye doğru yola çıktığında nasıl yürüyordu?" diye sordular. Usame, "Ağır ağır yürüyordu, fakat önü genişleyince hızlanırdı" demiştir.

 

Tekrar: 2999, 4413

 

AÇIKLAMA:     Muvatta'da, "arafattan ayrılınca" şeklinde geçmektedir.

 

İbn Abdilberr şöyle demiştir: "Hadiste, namazı kılmak için acele edildiğinden dolayı Arafat'tan Müzdelife'ye nasıl gidileceğinden bahsedilmektedir. Çünkü akşam namazı, ancak yatsı ile birlikte Müzdelife'de kılınabilmektedir. Bundan dolayı Hz. Nebi, kalabalık var ise vakar ile ağır ağır yürümüş, kalabalık yok ise hızlanmıştır."

 

Selefimiz, ona uymak için, Resûlullah'ın bütün fiil ve sözlerinin ne olduğunu sorup araştırmıştır.

 

 

باب: النزول بين عرفة وجمع.

93- Arafat İle Müzdelife Arasında Duraklamak (Mola Vermek)

 

حدثنا مسدد: حدثنا حماد بن زيد، عن يحيى بن سعيد، عن موسى بن عقبة، عن كريب، مولى ابن عباس، عن أسامة بن زيد رضي الله عنهما:

 أن النبي صلى الله عليه وسلم حيث أفاض من عرفة، مال إلى الشعب، فقضى حاجته فتوضأ، فقلت: يا رسول الله، أتصلي؟ فقال: (الصلاة أمامك).

 

[-1667-] Usame İbn Zeyd r.a. şöyle anlatır: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Arafat'tan dönüşünde iki dağ arasındaki yola girdi, orada tuvalet ihtiyacını giderip abdest aldı. Ben de, "Ey Allah'ın Resulü! Namaz mı kılacaksınız?" diye sordum. Bana, "Hayır, namaz ileride (Müzdelife'de)" buyurdu.

 

 

حدثنا موسى بن إسماعيل: حدثنا جويرية، عن نافع قال:  كان عبد الله بن عمر رضي الله عنهما يجمع بين المغرب والعشاء بجمع، غير أنه يمر بالشعب الذي أخذه رسول الله صلى الله عليه وسلم فيدخل، فينتفض ويتوضأ، ولا يصلي حتى يصلي الجمع.

 

[-1668-] Nafi'den şöyle rivayet edilmiştir: "İbn Ömer r.a. akşam ve yatsı namazlarını Müzdelife'de, cem ederek kılardı. O, Resûlullah'ın girmiş olduğu iki dağ arasına gider, tuvalet ihtiyacını giderip abdest alır, fakat Müzdelife'ye gelinceye kadar namaz kılmazdı."

 

 

حدثنا قتيبة: حدثنا إسماعيل بن جعفر، عن محمد بن أبي حرملة، عن كريب، مولى ابن عباس، عن أسامة بن زيد رضي الله عنهما أنه قال:

 ردفت رسول الله صلى الله عليه وسلم من عرفات، فلما بلغ رسول الله صلى الله عليه وسلم الشعب الأيسر، الذي دون المزدلفة، أناخ فبال ثم جاء، فصببت عليه الوضوء، فتوضأ وضوءا خفيفا، فقلت: الصلاة يا رسول الله؟ قال: (الصلاة أمامك). فركب رسول الله صلى الله عليه وسلم حتى أتى المزدلفة فصلى، ثم ردف الفضل رسول الله صلى الله عليه وسلم غداة جمع.

 

[-1669-] Usame İbn Zeyd r.a. şöyle anlatır: Arafat'tan çıkışımızda Resûlullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in bineğinin arkasına - terkisine bindim. Hz. Nebi, Müzdelife'ye varmadan, iki dağ arasındaki sol yola gelince devesini çöktürdü, tuvalet ihtiyacını giderdi (bevletti) geldi. Ben abdest suyunu döktüm o da fazla su kullanmadan - az bir su ile abdest aldı. Ben de, "Namaz kılınacak mı ey Allah'ın Resulü ?" diye sordum. Bana, "Namaz ileride" buyurdu, bineğine bindi. Müzdelife'ye gelince namaz kıldı. Müzdelife'nin sabahında (bayram sabahı) Resûlullah'ın devesinin arkasına Fadl bindi.

 

 

قال كريب: فأخبرني عبد الله بن عباس رضي الله عنهما، عن الفضل: أن رسول الله صلى الله عليه وسلم لم يزل يلبي حتى بلغ الجمرة.

 

[-1670-] İbn Abbas'ın naklettiğine göre Fadl şöyle demiştir: "Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) cemrelere ulaşıncaya kadar telbiye getirmiştir."

 

 

AÇIKLAMA:     Başlıkta sözü edilen duraklama, haccm menasiki olarak değil, ihtiyaç gider­mek amacıyla yapılmıştır.

 

Fakihî'nin, İbn Cüreyc yoluyla naklettiğine göre Ata şöyle demiştir: "Resûlullah Üsame'yi bineğinin arkasına almıştı. Bugün halifelerin akşam namazını kıldıkları iki dağ arasındaki yere gelince tuvalet ihtiyacını gidermiş ve abdest almıştır."

 

Bu rivayete göre halifeler, yatsı namazı vakti girmeden önce akşam nama­zını, sözü edilen iki dağ arasında kılmaktaydılar. Bu İse akşam ve yatsı namazı­nın Müzdelife'de cem edilerek kılınması sünnetine aykırıdır. Burada halifeler sözüyle Ümeyye oğulları kastedilmektedir ki İbn Ömer onları bu konuda onay­lamamıştır. İkrime'nin bu olayı inkar ettiğine dair bir rivayet gelmiştir.

 

Fakihî, İbn Ebi Nüceyh'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "İkrime'yi şöyle söylerken işittim: "Resûlullah'ın tuvaletini yaptığı yeri siz namaz kılma yeri yaptınız."

 

İkrime bu sözüyle Resûlullah'ın sünnetine aykırı olduğu için namazların Müzdeiife'de cem edilerek kılınmasının terk edilişini hoş karşılamamıştır.

 

Cabir r.a. da, "Müzdelife'nin dışında namaz kılınmaz" demiştir. Bu ri­vayeti "sahih" bir senetle İbnü'İ-Münzir nakletmiştir. Kûfelilerden naklettiğine ve Malik'in mezhebine mensup olanlardan İbnü'l-Kasim'a göre (namazın birleştirile­rek kılmmaması halinde) iade edilmesi gereklidir. Ahmed'den gelen bir rivayete göre ise (Müzdelife'ye gelmeden) iki dağ arasında namaz kılınır ise bu geçerli olur. Ebû Yusuf ve alimler çoğunluğunun görüşü de böyledir.

 

Resûlullah'ın onları bineğinin arkasına alması, ikram sadedindedir. Yoksa (haşa) edebe aykırı bir fiil olarak kabul edilemez.

 

Abdest alırken başkasından yardım alınabilir.

 

Hz. Nebi burada, normal adetine göre suyu biraz daha az kullanmış ve bir kez abdest almıştır. Hattabî şöyle demiştir: "Resûlullah'ın abdest alırken fazla su kullanmaması, suyu, yolda temizlik amacıyla da kullanabilme imkanına sahip olabilmek içindir. Bu da caizdir. Çünkü zaten o abdestiyle namaz kılmamıştır.

 

 (Müzdelife'de} konaklayıp namaz kılmak istediğinde herşeyi ile mükemmel bir abdest almıştı."

 

Hz. Nebi, Müzdelife'ye varır varmaz başka hiç bir şey yapmadan he­men namaz kılmıştır. Bir konu sonra yer alan, Malik'ten gelen şu rivayet bunu açıklamaktadır: "Müzdelife'ye varınca güzel bir abdest aldı. Sonra kamet getirildi ve akşam namazını kıldı. Sonra herkes devesini uygun olan yere çöktürdü. Son­ra kamet getirildi ve namaz kıldı. İkisi arasında da (başka bir) namaz kılmadı."

 

Burada bahsedilen Fadl İbn Abbas İbn Abdülmuttalib'tir.

 

Hadis, cem-i te'hir (iki namazı, birinciyi ikincinin vaktine erteleyerek kılmak) yapılabileceğine dair delildir. Müzdelife'de cem-i te'hir yapılabileceği konusunda icma vardır. Fakat Şafiîlere ve bir grup alime göre, sebep seferîlik; Hanefi ve Malikilere göre ise sebep hac menasikidir.